
Yönetmen: Tunç Başaran
.................................................................
Senaryo: Tunç Başaran, Kemal Demirel
.................................................................
Oyuncular: Rutkay Aziz, Emin Sivas,
Serap Aksoy
.................................................................
Tür: Dram, Mizah
.................................................................
Süre: 81 dk
.................................................................
imdb: 7,9
.................................................................
365 Puan: 8,0
.................................................................
Yıl: 1991
Ülkemiz adına yine gurur duyduğum bir yönetmen olan Tunç Başaran ‘dan geliyor Piano Piano Bacaksız filmi. İnsan kendi ülkesinde kaliteli filmlerle karşılaşınca mutlu oluyor valla. Asıl üstat, aksiyon, macera, gerilim yaşatmadan da izleyicinin ekranda sıkılmadan kalmasını sağlayabilendir. Sanat, küçük bütçelerle de büyük işler başarabilenin, gibi büyük sözler edesi geliyor insanın.
İstanbul’un 1940‘larında yoksulluk, kocaman köhne bir konağın kiralık odalarına giriyor. Her odada bir aile yaşadığından konak aynı zamanda büyük bir aile gibidir. Yoksulluk bencilliği değil dayanışmayı getirir. İçlerinden biri yiyecek bir şey bulduğunda mideye indirmek yerine konağa taşır, o yiyecek büyük bir kazana atılıp pişirilerek su gibi bir çorbaya dönüşür ve konaktaki ailelere dağıtılır. Piyano Piyano Bacaksız ‘da günün tek öğünü işte bu şekilde kurtarılır.
İtalyancada Piano piano “yavaş yavaş” manasını veriyormuş ama Kemal karakterinin filmde arkadaşına açıklamasına rağmen piyano kelimesi aklımda kalmış. Adam galiba kendince bir tekerleme gibi bir şey bulmuş öyle demeyi seviyor diye düşünüp üzerinde durmamıştım. Meğer Kerim Dayı, yalınayak dolaşan küçük çocuk zıpçıktı Kemal’e bu kadar delişmen olma diyormuş. Film unutulmuş gibi, oysa Oscar ‘a aday olmuş bir yapıt.
Yazar Kemal Demirel ‘in 120 sayfalık kitabından sinemaya uyarlanan Piano Piyao Bacaksız, küçük tatlı çocuk Kemal’in hayal gücüyle köhne konağı değiştiren bir dünyayı da anlatır. Filme güç katan en büyük unsurlardan biri karakterlerin gerçekçi olması ve bazen dramatik bir durumda gülümseten sahnelere yer verilmesi. Mesela Kemal, babası yatağı parçalarken açtığı kollarını çırparak havada uçuşan kuş tüyleriyle mutlu olur. Politik eleştiriye örnek bir diyalog Kemal’in babası, falakaya yatırıldığımızda eskiden padişahım çok yaşa diye bağırırdık, şimdi sadece bağırıyoruz, der. Filmdeki umuda en iyi örnek çocuk Kemal’in hayata bakışı ve onun varlığıdır, somut olaraksa konak sakinlerinin umudu olan, arada sırada duvarında asılı olan İtalya haritasına bakıp iç geçiren Kerim Dayı’dır. Film Müşfik Kenter’in büyüleyici sesiyle yol alıyor ve filme yükselip alçalışlarıyla caz müziği eşlik ediyor. Piano Piano Bacaksız sevimli küçük detayları, hayatı ağdasız yorumlayışı ile birden fazla izlenebilecek bir film.
................................................................................................................................
Bunlar da ilginizi çekebilir
Bunlar da ilginizi çekebilir
................................................................................................................................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Herkese selam